29 Temmuz 2008 Salı
HEPATİT...
Hepatit karaciğerin iltihabıdır ve insan vücudunda bir çok olumsuz bulguya yol açar. Hepatitlerin bazıları virüslere bağlı , bazıları da değildir. Bazı toksik ilaçlar ve bağışıklık sistemi ( immün sistem ) bozukluklarıda karaciğer iltihabına neden olabilir.
Hepatite virüsler(hepatit B ,hepatit C ...), bakteriler, çeşitli ilaçlar, uzun süreli alkol kullanımı ve çeşitli endüstriyel maddelere maruz kalmak yol açabilir. Ne sebeple olursa olsun ortaya çıkan hepatit karaciğer hücrelerinde hasara sebep olur.
Hepatit A Hepatna virüs denilen aileye mensup olan hepatit A virüsü bir RNA virüsüdür.Hepatit a virüsü karaciğerde akut iltihaplanmaya sebep olur.
Hepatit A tıpta oral-fekal yol denilen ağız dışkı yolu ile bulaşır. Enfekte su veya
besinlerin alınmasını takiben ortaya çıkar. Burada önemli olan toplu bakım hizmeti verilen yerlerde bu virüsün bulaşma riskinin olduğunun bilinmesi önemlidir.
Hepatit BHepatit B virüsü ile ortaya çıkan karaciğer hücre iltihabı ve hasarı hepatit B hastalığı olarak tanımlanır. Ülkemizde taşıyıcılık oranı %3 ile %7 arasındadır. İnsandan insana vücut sıvıları yolu geçer:
Kan
Semen (meni)
Vajinal sıvı ve salgılar (adet kanı dahil)
Doğum sırasında anneden bebeğe geçiş (perinatal hepatit
Hepatit CHepatit C virüslerle bulaşan hepatitler arasında kan yolu ile en sık bulaşan tiptir.Hastalık çoğu zaman akut(aniden ve kısa sürede) başlar. Hafif ve orta derecede geçirilen bir takım belirtiler kişi tarafından çoğu zaman algılanmaz.
28 Temmuz 2008 Pazartesi
KİST HİDATİK
Hidatik kist hastalığı başta köpekler olmak üzere kurt, çakal, dingo gibi et yiyicilerin ince bağırsaklarında yaşayan Echinococcus granulosus adı verilen parazitin yol açtığı hastalıktır. Günümüzde hastalık Asya'nın hemen her bölgesinde, Güney Amerika'da, Kuzey Afrika'da, Avustralya'da, Avrupa'daise Yugoslavya, Bulgaristan, Yunanistan ve ülkemizde sık gözlenmektedir. Hastalık hayvanlarda görülür, insanlara temiz olmayan yiyeceklerdeki ve sudaki görülmeyen parazit yumurtalarını yemeleri ile bulaşır. Ağızdan alınan yumurta karaciğere giderek kist halini alır. Buradan da akciğere gider. Beyin, kemik, kas, böbrek, dalak ve diğer organlara da yayılabilir.
Belirtileri nelerdir ?
Hastalığın belirtileri kistin büyüklüğü, karaciğerde yerleştiği bölge, büyüklüğü, içindeki parazit yavrularının canlı olup olmaması ve iltihaplı olup-olmamasına bağlı olarak değişir. En sık karşılaşılan şikayetler karın ağrısı, bulantı, kusma, şişkinlik, sarılık, zayıflama ve ateştir. Bazı hastalar karında ele gelen şişlik nedeni ile de başvurabilir.
Tanı nasıl konur ?
Ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi gibi radyolojik yöntemlerin yanı sıra bazı kan tetkiklerinin yapılması ile çoğu hastada tanı konulabilir. Hastalığın daha komplike olduğu hastalarda ERCP, MR ve anjiografi gibi ilave görüntüleme yöntemleri gerekebilir.
Kistin vücutta kaldığı süre içinde zararları var mı?
Kistler patlayabilir ve içindeki sıvının dağılması nedeniyle ciddi rahatsızlık oluşturabilir. Ateş, tansiyon düşüklüğü yapabilir, şoka ve hatta ölüme kadar götürebilir. Ayrıca vücudun diğer organlarına da sıçrayabilir.
Tedavi yöntemleri nelerdir ?
1. İlaçla tedavi: İlaçla tedavinin ameliyat gerektirmemesi ve hastanın günlük yaşantısını etkilememesi gibi avantajları vardır. Ancak ilaç ile tedavi çoğu kiste etkili olmaz. Ayrıca ilaçlar karaciğerde geçici hasar oluşturabilir.
2. Perkütan drenaj: Ultrasonogarfi veya bilgisayarlı tomografi rehberliğinde kist boşluğunun dışardan sokulan bir iğne yolu ile boşaltılması ve içeri verilen parazit öldürücü ilaçlar ile sterilize edilmesi işlemidir. Bu işlem tüm hastalarda başarılı olmaz. Özellikle kist içeriği yoğun ise bu şekilde boşaltılması bazen mümkün olmaz. Boşatma işleminin tam olmadığı hastalarda hastalık kısa süre içinde tekrarlar.
3. Cerrahi tedavi: Kist içeriğinin herhangi bir yayılma olmaksızın boşaltılmasını takiben kist boşluğunun küçültülmesi işlemidir. Bu işlemler yapılırken kist sıvısının başka bir bölgeye sıçratılmaması çok önemlidir. Böyle bir sıçrama oluşursa bir süre sonra karın içinde birçok bölgede kist oluşması gibi istenmeyen bir sonuçla karşılaşılabilir. Bazı hastalarda bazen kisti tedavi edebilmek için karaciğerin bir kısmının veya tamamının çıkarılması gerekebilir.
17 Temmuz 2008 Perşembe
KOLESTEROL NEDİR ???
Kolesterol vücudumuzdaki tüm hücreler için önemli olan , yağa benzer bir bileşendir.
Kolesterol beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere tüm vücutta yaygın olarak bulunur. Vücut kolesterolü kullanarak hormon (kortizon, seks hormonu....), D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini üretir. Bu işlemler için kanda çok az miktarda kolesterol bulunması yeterlidir.
Kanımızda dolaşan kolesterolün bir kısmı karaciğerde üretiliyor, bir kısmı ise günlük beslenmeden geliyor. Kanda dolaşan kollesterol seviyesi normal fonksiyon için gereken seviyeyi aştığında, kolesterol kan damarı duvarlarında birikiyor.Bu birikim kan damarlarının sertleşmesine, daralmasına (arteriyoskleroz) yol açar.
Karaciğerden kolesterolü alıp diğer organlara (dolayısı ile kana) kolesterolün iletimini sağlayan LDL (Low Density Lipoprotein, düşük yoğunluklu lipoprotein), kötü huylu kolesterol olarak bilinirken, kandaki kolesterolü karaciğere taşıyan HDL (High Density Lipoprotein, yüksek yoğunluklu lipoprotein), iyi huylu kolesterol olarak bilinir. Yine VLDL (Very Low Density Lipoprotein), IDL (Intermediate Density Lipoprotein) ve trigliserid de kandaki yağ (ve yağımsı) maddelerindendir.
Kolesterol niye yükselir?
Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayıda faktör vardır. Bu faktörlerin bazıları önlenebilir niteliktedir. Bunlardan bazıları:
1.Kalıtımsal Faktörler
2.Gıdalar (kırmızı et ve doymuş yağlardan zengin yağlar içeren besinler..)
3.Şişmanlık
4.Stres
gibi faktörler kolesterolü ve kötü huylu kolesterolü yükseltir
Düzenli egzersiz iyi huylu kolesterolü yükseltir ve kötü huylu kolesterolü azaltır.
60-65 yaşa kadar yaşla birlikte kolesterol düzeyi artar. Kadınlarda menopozdan sonra kolesterol düzeyi artar.
Kolesterol düşürme 2 yolla mümkün olabilmektedir. Birincisi Yaşam Boyu İyileştirici Değişiklik : Bu tedavi şekli kilonun normal sınırlarda devamlılığını sağlamak, düzenli fiziksel aktivite yapmak ve kolesterol düşürücü diyetle yaşamayı içermektedir.
Diğer yöntem ilaç tedavileridir. Ancak bilinmesi gereken en önemli nokta her kolesterol yüksekliğine sahip olan bireyler hemen ilaca başlamak zorunda değildir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)